"Hello, My Soulmate", iki arkadaşın ilk kez 13 yaşında tanıştığı ve 14 yılı yakın kalarak ve hem arkadaşlık hem de romantizm deneyimlerini paylaşarak geçirdikleri bir reşit olma hikayesidir.

Donghu Üniversitesi'nde öğretmenlik de yapan diş hekimi Ai Jing Chu, okuldaki en yakışıklı erkek olarak bilinmektedir. Ancak üniversite kütüphanecisi Zeng Li, küçük bir yanlış anlaşılma yüzünden ona karşı önyargılıdır. Zeng Li'nin annesi onu diş teli takmaya zorladığında, Ai Jing Chu'dan ne pahasına olursa olsun uzak durmaya çalışır, ancak sonunda yine de onun hastası olur. İkili birbirleriyle daha fazla etkileşime girdikçe Zeng Li, Ai Jing Chu'nun aslında çok profesyonel ve ilgili bir insan olduğunu fark eder ve ona karşı hisler geliştirmeye başlar. Ma Yi Yi ve Wu Ying, sırasıyla Deng Hao Ran ve Liu Yu Cheng nedeniyle hayatları değişen Zeng Li'nin en yakın arkadaşlarıdır.

Wan, zor zamanlardan geçen ve yıkılmak üzere olan babasının bakkalını miras alır. Bir yandan işlerin düzelmesi için uğraşırken, diğer yandan düzenli müşterilerden biri olan çalışkan ve flörtöz Maewnam ile tanışır. Maewnam, Wan’ın işlerini yoluna koymasına destek olur. Ancak Maewnam’ın ailesinin işiyle ilgili sakladığı bir sır vardır ve bu sır, Wan’ın planlarını tehdit etmektedir.

29 yaşındaki Makoto, reklam ajansı Adraisa'da satış elemanı olarak çalışıyor ve mutlu bir aile kurmayı hayal ediyor. Çalışkan birisi olan Makoto, iş arkadaşları tarafından takdir ediliyor, ancak özel hayatında üç yıldır birlikte olduğu bencil ve egoist erkek arkadaşı Hayato'ya kendini adamış durumda. Bir gün, Hayato'nun onu genç bir iş arkadaşı olan Kawatani ile aldattığını öğrenir ve ondan ayrılır, ancak aynı zamanda evini de kaybeder... Ona yardım eli uzatan kişi, iş yerinde soğuk kalpli olması nedeniyle “Yakuza patronu” olarak bilinen bölüm müdürü Odagiri'dir. Yeni bir ev bulana kadar Makoto, Odagiri'nin evinde kalmaya başlar. Odagiri'nin yüzü beklenmedik bir şekilde tatlıdır ve Makoto ile oynar. Ancak, yakuza çetesinin genç patronu olarak gizli bir tarafı vardır...

Nam Gi Jun, bir zamanlar Koo Bong San’ın liderliğindeki Bongsan Çetesi’nin kilit üyelerinden biriydi. Kanlı sokak savaşlarından sağ çıkıp çeteyi güçlendirmek için mücadele etti. Ancak her şey, küçük kardeşi Nam Gi Seok’un, Lee Ju Un’un liderliğindeki rakip Joowoon Çetesi’ne katılmasıyla değişti. Kardeşini koruyabilmek için Nam Gi Jun, Bongsan’dan ayrılmaya karar verdi ve bir daha geri dönmeyeceğini kanıtlamak için kendi sol aşil tendonunu kesti. On bir yıl sonra, Bongsan’a ait mekânlara içki tedarik eden küçük bir işletme işleterek sessiz bir hayat sürmektedir. Çeteye dönmek gibi bir niyeti yoktur. Ancak Joowoon Çetesi’nin ikinci adamı olan kardeşi Nam Gi Seok’un şüpheli bir şekilde ölü bulunması, Nam Gi Jun’u geri dönmeye mecbur bırakır. Gerçeği bulmak ve intikam almak için, ardında bıraktığını sandığı o tehlikeli yeraltı dünyasına geri adım atar. Ama burada, eski hesaplar hâlâ kapanmamış, güç dengeleri değişmiş ve hiçbir şey göründüğü gibi değildir.

Ülkenin en iyi düğün planlama şirketinde Satış Müdürü olan Xiao Li Chen, işini nasıl yapacağını bilen ve doğru şekilde işleri halleden akıllı bir adamdır. Açık yürekli ve cesur olan Li Chen, göz açıp kapayıncaya kadar projeleri halleder ancak işler aşka gelince Li Chen’in yardıma ihtiyacı olduğu da bir gerçektir. İlk aşkı olan Liu Mei Fang şirketlerinde çalışmaya başlar. Li Chen onun ilgisini çekmek için arkadaşı Teng Mu Ren’den yardım ister. Mei Fang’ın büyük bir BL fanı olduğunu öğrenen Li Chen, Mu Ren’e “çıkma teklifi” eder. Ancak arkadaşlar arasında başlayan bu ufak adım bir anda daha da öteye gitmeye başlar. Şirketin tasarım bölümü müdürü olan Ye Xing Si kendini iki yüzü olan üvey kardeşi Fu Yong Jie ile tuhaf bir ilişkide bulur. Fu Yong Jie, nedeni anlaşılmayacak şekilde Xing Si’ye takıntılı bir tıp öğrencisidir. Gece ve gündüz gibi değişmektedir. İki üvey kardeş, onlara örülen kaderin ağlarından kaçamayacak gibidir. Dört genç adam birbirlerinin hislerini anlamaya ve kalplerindeki hislerin de farkında olmaya başlar. Her şey mümkün olabilir. Ancak kalplerine kulak verecekler midir?

Tsumugi Aoba, aynı liseye giden So Sakura'ya aşık oldu. İkisi de müziğe ilgi duyuyordu. İlişkileri gittikçe derinleşti, ancak aniden Sakura, ayrılmaları için bir neden göstermeden ona veda etti ve Aoba ortadan kayboldu. Sekiz yıl sonra, Aoba artık Tokyo'dadır ve büyük bir CD müzik mağazasında yarı zamanlı çalışmaktadır. Etrafı sevdiği müziklerle çevrilidir. Bir gün Sakura'yı görür. Onunla konuşmak ister ama işitme yetisini kaybettiğini fark eder.

Kanade Shinichiro, Tokyo’da yaşayan, iş hayatına atılmış bir yetişkindir. Lise yıllarında yaşadığı acı dolu anılar nedeniyle eşcinselliğini saklamaya ve bir daha asla aşık olmamaya karar vermiştir. Ancak bir gün, lisede “özel” duygular beslediği en yakın arkadaşı Mashiro Kosuke ile yıllar sonra yeniden karşılaşır. Altı yıl aradan sonra gerçekleşen bu karşılaşma, ikisini de geçmişleriyle yüzleşmeye zorlar. Zamanla kendilerini yeniden tanımaya, birbirlerini ve yaşadıkları hisleri sorgulamaya başlarlar. Bu, bazen birbirlerini incitseler de sakarca bir şekilde sevmeyi sürdüren iki adamın, iç ısıtan bir aşk hikayesidir.

Adachi Kiyoshi, 30 yaşına bakire girerken büyülü bir güç kazanır. Bu güç, insanların zihnini dokunarak okumasını sağlamaktadır. İlk başta sahip olduğu bu güç karşısında şaşkına dönse de, aslında hayatında hiçbir değişiklik olmadığını fark eder. Bir gün herkes tarafından sevilen ve şirkette popüler olan iş arkadaşı Kurosawa Yuichi’ye dokunduğunda tüm işler değişir. Çünkü Kurosawa Yuichi, Adachi Kiyoshi’ye romantik hisler besliyordur.

An henüz on bir yaşındayken, anne ve babasının hayatını kaybettiği ancak An'ın kurtulduğu bir kaza geçirdi. Daha sonra bir CEO ve ailesinin arkadaşı olan Gu Hao Wei tarafından evlat edinildi. An o zamanlar aşık olduğu Jin ile aynı çatı altında yaşıyordu. Bir süre sonra An ve Jin, An'ın şirketi devralmasıyla ilgili bir tartışmaya kulak misafiri olunca Jin onu görmezden gelmeye başladı ve Amerika'da okula gitmeyi seçti. Sebebini bildiğinden emin olan An kendini suçlu hisseder. Yıllar sonra Jin geri döner ve An ile aynı üniversiteye devam eder. Araları hâlâ bozuk olan ve sürekli kavga eden Jin'in kıskançlığı, onu uzun zamandır aşık olduğu An'a karşı güç kullanmaya iter. Gerçeği, yani An'ın çocukluğunda geçirdiği kazadan babasının sorumlu olduğunu bilen Jin, onunla yüzleşmekten kaçınır.