Bir araba kazasında bilincini kaybeden kız arkadaşı Qing Wan'ı uyandıran erkek kahraman Lin Xian'ın hikayesini anlatır. Kız arkadaşının rüyasına girmek için beyin cerrahisi motorunu kullanır, ancak ticari rakipleri tarafından kurulan zekice bir tuzakla rüyada kapana kısılır. Oyunun dünya görüşü, yüksek konseptli bir uzay-zaman aşkı üzerine bindirilmiştir. Hayal Kurmak Adına'da, aşk ve gerilimin ikili ana hatları paralel ilerleyerek seyircinin patronun süper aşkını sürükleyici bir şekilde deneyimlemesine yol açıyor.

Genel Bakış: Her şeyin bir ilki vardır, herkes ilkinde ve başlangıcında aynıdır. Bir şeye sıfırdan başladığımızda hep "Başta hepimiz öyleydik~" lafını duyarız. Aşk hayatı ve farklı hikayelerle kuşatılan kampüs öğrencileri ve onların başından geçen güçlükler. Yirmili yaşlarının ortasındaki üniversite öğrencilerinin gerçekliğini yansıtan bir romantizm.

"Çığlık atmaya bile cesaret etme. Seni duyacak kimse yok. Vücudunun her santimetresi... her kalp atışın... benim!" Ölümün onu almasına sadece 168 SAAT kala, Winrawi kendini, her geçen saniye karanlık varlığıyla yaklaşan acımasız, intikamcı bir ruhun hedefi olarak bulur. Ürpertici bir ses, boğuk bir şekilde fısıldayarak hayatını almaya tehdit eder ve onu umutsuzluğun eşiğine iter. Çaresiz ve yalnız olan Winrawi, soğuk ve kayıtsız bakışlı bir kadınla karşılaşır. Bu kadın, bu rahatsız edici takipten kaçma umudunu taşıyan tek kişidir, ancak Winrawi'nin yalvarışları acımasızca reddedilir. Zaman geçtikçe Winrawi, geçmişinin gölgeleriyle yüzleşmek zorunda kalır ve korkunç bir gerçeği ortaya çıkaran sırları açığa çıkarır. Kimsenin öngöremeyeceği bir trajediye doğru sürüklenir!

Bu özel sahne gösterisi, dizinin en ikonik sahnelerini canlı müzik performansları, romantik canlandırmalar, interaktif oyunlar ve kamera arkası anılar eşliğinde izleyicilerle buluşturmuştur. Etkinlikte ayrıca Bright ve Win’in özel düet performansları ve karakterlerinin ilişkisinin gelişimine dair duygusal anlar da yer almıştır.

Sheng Huai Nan, Luo Zhi'nin kalbinde çok uzun zamandır derin bir isimdir. Yukarı bakıp onu takip etmeden edemeyen Luo Zhi'ye bir ışık ışını gibi. Çatıdaki "Luo Zhi, Sheng Huai Nan'ı seviyor" yazan oyma, Luo Zhi'nin asla yüksek sesle söyleyemeyeceğini söyleyen aşk beyanını temsil ediyor. Luo Zhi, Sheng Huai Nan'ın onunla aynı üniversitede olduğunu fark etmek için yeniden başlamayı dört gözle bekliyordu. İkisi yavaş yavaş yakınlaşıyor, ancak duygularını ifade etmeye cesaret edemiyorlar. Gerçek hayattaki baskılar birbiri ardına geldiğinde, bu gizli aşka ne olacak?

Seo Hee Soo bir üniversite öğrencisidir ve şarkı sözü yazarı olmak istemektedir. Hayatında hiç erkek arkadaşı olmamıştır ve özgüveni neredeyse sıfırdır. Yazar için aşkı gerçeğe dönüştüren gizemli bir şarkı sözü defteri bulur. En iyi arkadaşı Jung Shi Ho, Seo Hee Soo'nun şarkı sözü defterini bilen tek kişidir. Seo Hee Soo çok geçmeden farklı erkeklerle ilişkiye girer.

Jae Ho, kuralları koyan ve mahkumlar arasında en fazla güce sahip olan mahkumdur. Hapishane dışında, bir suç çetesinin 2 numaralı adamıydı, ancak tahliye olduktan sonra 1 numaranın peşine düşecek kadar hırslıdır. Bir gün Jae Ho, hapishane kurallarına uymayan ve kimseye boyun eğmeyen yeni bir mahkûm olan Hyeon Su ile tanışır.

"The King's Face", Kral Seon Jo'nun gayrimeşru oğlu Prens Gwang Hae'nin çocukluğundan beri babasının ilgisizliğinden ve sarayda bir yeri olmadığı hissinden muzdarip hikayesini anlatıyor. Gwang Hae, Kral Seon Jo'nun meşru bir oğlu olmadığı ve Veliaht Prens olacak oğulları arasında seçim yapmak zorunda kaldığı için kendisini kardeşleri arasında sürekli bir savaşın içinde görür. Tüm bu gerilimin içinde Gwang Hae, çocukken evlenmeye söz verdiği eski bir arkadaşını, Kim Ga Hee'yi yeniden bulur. İnsanlara karşı olan sorumluluğunun yükü ve aşkını yerine getirme isteği, Gwang Hae'yi herkesi karşısına alacak ve Joseon'un geleceğini belirleyecek üzücü bir vazgeçiş yoluna sokar.

Kore'nin elit kesiminin yaşadığı özel bir muhit olan Sky Castle'da yaşayan aileler için, çocuklarının başarısı her şey demektir.

Yıl 1878’dir. Kyoto’daki Tenryu-ji Tapınağı’nda gece geç saatlerde, büyük bir ödül kazanma fırsatı sunulan 292 yetenekli vatansever burada toplanır. Onlara “Kodoku” adlı bir oyunun kuralları anlatılır. Bu oyunda herkes, kendisine verilen ahşap kartları ele geçirmek için yarışacaktır; Tokyo’ya ulaşan kişi büyük ödülün sahibi olacaktır. Shujiro Saga ise, karısını ve çocuğunu hastalıktan kurtarabilmek için hayatını riske atarak bu ölümcül oyuna katılmaya karar verir.